home
06 Dec 2014 - By Ahmet Kakıcı

Kamu Driven Development

Geçen gün katıldığım bir toplantıda Japon abilerimizin ürettiği sanal/zenginleştirilmiş gerçeklik hedefli bir gözlüğü denedik. Üretici firma donanım firması olduğu için yazılım konusuna girmeye niyetleri yok muhtemelen ve bunun için yazılım firmalarından destek almaya ve ortaya entegre bir ürün çıkarmaya çalışıyorlar. Gayet güzel ve iki tarafında kâr edebileceği bir anlaşma gibi görünse de satış ve pazarlama ekibinin bu yazılım – donanım ilişkisinden tek çıkarımının ‘kamuya satarız bunu’ olması ülkemizde iş geliştirme hedefinin ortaya katma değeri olan bir şeyler çıkarmak değil de devletin cebinden nasıl para alacağımıza odaklandığını gösteriyor. Toplantıda dile getirilen bu cümlenin destekleyici düşüncesi ise kamu kurumlarında çalışan insanların gösteriş meraklısı olmasıydı. Kamu kurumları gösterişi seviyor ve maalesef kamu kurumları işin içeriğinden ve sağladığı yarardan çok onu görenlerin ve/veya kullananların üzerinde bıraktığı etkiye odaklanıyor.

Benzeri olayı daha önce şahsen yazılım geliştirdiğim diğer kurumlarda da gördüm. Kamu kurumlarında para çıkışını sağlayabilen insanlar maalesef bu parayı havadan gelmiş gibi harcayabilecek lükse sahipler. Bu insanları denetleyecek insanlar ise anladığım kadarıyla tamamen pasif hale getirilmiş.

Kamuya yapılan yazılımlarda kaliteden (kalite nedir?) ziyade şov kısmına önem verilmesinin tüm yazılım sektörünü etkileyen kötü sonuçları mevcut.

Şov yapamayıp katma değer sağlayabilecek yazılımların yapılması ise maalesef maddi kaygılar yüzünden önemsenmiyor, en azından benim şu kısa iş hayatımda gördüğüm kadarıyla durum böyle. Sektöre kamu tarafından bu kadar çok ve bilinçsizce para saçıldıkça iş tanımları çalıştıkları firmalara para kazandırmak olan satış ve pazarlama ekipleri de doğal olarak bu paranın peşine düşüyorlar.

Durum böyleyken yazılım camiasındaki en gözde yazılım geliştirme methodu maalesef kamu driven development gibi görünüyor.